0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Haber : Erva Gün – Kamera: Recep Tunahan Güler

(SİNOP) – Karadeniz‘in değerli balıkçılık merkezlerinden Sinop’ta dalda artan maliyetler, balıkçıların ağlarını da etkiliyor. Sinop Abalı Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ömer Tuncer, balıkçılıkta fiyat siyasetinin olmadığını belirterek, “Fiyatlar, arz talebe nazaran belirleniyor. Ama bizi çok yoruyor. Arz çok olduğunda bu sefer balık fiyatları tabana iniyor. Artık her şeyin de bir maliyeti var. Daima maliyetin altında çalışıyorsunuz o zaman” dedi. Bir balıkçı esnafı da “Eskiden bu kadar bolluk olsa, çeşitlilik olsa çok daha fazla para kazanırdık. Elektrik, su, eleman, sigortası, o bu derken ay sonu bir bakıyoruz kazandığımız paranın çabucak hemen dörtte üçü gidiyor” tabirlerini kullandı.

CHP’nin ekonomi konusunda yol haritasını anlatmak üzere başlattığı iktisat tipi kapsamında CHP Hazine ve Maliye Bakanlığından Sorumlu Genel Lider Yardımcısı Yalçın Karatepe ve Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygün’den oluşan heyet, Sinop’u ziyaret etti. Balıkçılık, Karadeniz’in değerli merkezlerinden biri olan Sinop’ta bölge halkının da geçim kaynağının başında geliyor. Fakat son periyotta dalda artan maliyetler, balıkçılığın meslek olarak tanınmaması ve takviyelerin yetersizliği üzere çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalan balıkçılar, ekonomik düşüncelerini CHP heyetiyle paylaştı.

“Tarımın hepsinde bir fiyat siyaseti var ancak bizim bu balıkçılıkta bir fiyat siyaseti yok”

Sinop Abalı Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Ömer Tuncer, yaşadıkları sıkıntıları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Tuncer, şunları söyledi:

“İstavritin kilosu 100 ila 150 lira ortasında. Barbun 350 ila 400 lira ortasında. Kooperatifte hava kurallarına nazaran, hava düzgün olduğunda 300 kilo ile 400 kilo ortasında şu anda balık birikebiliyor. Balıkçılık bakanlığının başka olarak kurulması lazım. Zira bir muhatabımız yok. Tarımın hepsinde bir fiyat siyaseti var. Fakat bizim bu balıkçılıkta bir fiyat siyaseti yok.”

Tuncer, “Fiyatlar neye nazaran belirleniyor” sorusuna, “Arz talebe nazaran belirleniyor. Ama bizi çok yoruyor. Arz çok olduğunda bu sefer balık fiyatları tabana iniyor. Artık her şeyin de bir maliyeti var. Daima maliyetin altında çalışıyorsunuz o zaman” yanıtını verdi.

Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un “Çok balık tuttuk diye de çok para kazanıyoruz olmuyor o zaman” demesi üzerine Tuncer, “Olmuyor. O denli bir şey yok” dedi.

Balıkçılara verilen devlet takviyesine de değinen Tuncer, “Balıkçılığa da takviye var lakin dediğim üzere fiyat siyasetini bir yoluna koyamadığımız için çıkarımız düşüyor. Dayanaklar yetmiyor. Zati mazot dayanağı de olmasa tamamıyla perişanız” dedi.

“Eskiden bu kadar bolluk olsa, çeşitlilik olsa çok daha fazla para kazanırdık”

Balık dönemini şimdiye kadar ki en yeterli dönem olarak pahalandıran bir esnaf, şöyle konuştu:

“Balık bol, çeşitlilik bol, her şey bol. Ülke iktisadına katkıda bulunuyor bu bolluk. Beşerler biraz da olsun rahat nefes alıyor, ucuz balık alabiliyorlar,  yiyebiliyor. Lakin bundan sizin yararınız ne derseniz evvelden bu kadar bolluk olsa, çeşitlilik olsa çok daha fazla para kazanırdık. Fakat bu sene o parayı kazanamıyoruz. Zira masraflar çok ağır, eleman masrafları ağır, sarfiyatlar çok. Bir formda işin içinden çıkmaya çalışıyoruz. Elektrik, su, eleman, sigortası, o bu derken ay sonu bir bakıyoruz kazandığımız paranın çabucak hemen dörtte üçü gidiyor.”

Balıkçı esnafı, devlet dayanaklarından yaralanıp yararlanamadıklarına ait soruya, “Biz de o denli bir takviye yok. Bizim kısmımızda yok yani balıkçılığın balık satışı kısmındaki yerde bize bir takviye yok. Ancak tutanlara dayanak şöyle var biraz daha ucuz yakıt dayanağı alabiliyorlar denize giderken. Onların avantajı o lakin bizim teknemiz olmadığı için biz o denli bir avantajdan faydalanamıyoruz” halinde cevap verdi.

Sinop’ta Ulusal Savunma Bakanlığı’nca kullanılan atış alanında yapılan denemelerin balıkçılık üzerindeki tesirine ait soruyu balıkçı esnafı şöyle yanıtladı:

“Burada bir üs kuruldu. Burada alışılmış denemeler oluyor. Denemeler olduğu vakit balıkçıların denize gitmesi yasak oluyor. Zira o deneme esnasında Allah koruma bir şey gelebilir başlarına. O yüzden de denize çıkartmıyorlar. Denize gidemeyen balıkçı da şikayetçi oluyor haliyle. ‘Bugün kazanamadık, ağımızı atamadık, balığımızı tutup getiremedik, o yüzden de bir kaybımız var’ diyorlar. Alışılmış bu bize de yansıyor, vatandaşa da yansıyor. Neden? Balık gelmeyince biz de balık satamıyoruz, vatandaş da balık yiyemiyor. Fakat bu her zaman olan bir şey değil. Muhakkak vakitlerde yapılıyor bu. Bir ayda bir defa ya da iki sefer olduğu oluyor.”

“Personele para veremediğimizden ötürü işçi bu işi tercih etmiyor”

Sezonun çok daha düzgün olduğunu fakat vatandaşın alım gücünün olmadığını belirten bir öbür ensaf, masraflarını baş kafa karşıladıklarını kaydederek, şunları söyledi:

“Para kazanamıyoruz. Avcı tekneleri olarak liman problemlerimiz var. Limanlara yanaşmada çok derecede para alınıyor bizden. Gemilerin yanaşmasına bayağı para ödüyoruz, limanlarda bağlama, yer meselemiz çok. İşçi yetişmiyor artık. Gelmiyor kimse, masraflar çok. İşçiye para veremediğimizden ötürü işçi bu işi tercih etmiyor.”